Fenerbahçe - Beşiktaş Maç Sonu Bilgiseli
Arkadaşlar selam, pazartesi akşamı oynadığımız Beşiktaş maçı sonrasında maç hakkında pek fazla yorum yapamadım. Maçı bugün tekrardan izleyip, maç içinde gördüklerimi bu Tweet altında paylaşmak istedim. İsterseniz buradan takip edebilirsiniz, keyifli okumalar.
Maç içi analizlere başlamadan önce 11'lerle başlamak istiyorum,
Fenerbahçe'nin 11: Volkan, Isla, Skrtel, Sadık, Hasan Ali, Mehmet Topal, Tolgay, Zajc, Moses, Dirar ve Soldado
Fenerbahçemizde Volkan'ın yerine Harun'un ve Mehmet Topal'ın yerine Jailson'un oynamasının daha doğru olacağını kadrolar paylaşıldığı zaman da söylemiştim. Mehmet Topal'ın çok iyi bir kesici (çapa) olmasına rağmen bu tarz maçlarda rakibin ev sahibi avantajıyla beraber ön alan baskılarında topu çıkartırken sorun yaşayacağımızı düşünüyordum.
Beşiktaş'ın 11: Karius, Gökhan Gönül, Vida, Mirin, Adriano, Atiba, Dorukhan, Lens, Kagawa, Güven, Burak Yılmaz.
Maç öncesi paylaştığım bilgiselde Lens'in yerine Quaresma'yı ve Sol bekte Caner Erkin'in oynayacağını düşünmüş ve o şekilde paylaşmıştım. Son haftalarda bu kadar kötü performans gösterirken, sahada Lens'in olması da bizim için büyük bir şans oldu.
Beşiktaş - Fenerbahçe İlk Yarı
Beşiktaş ev sahibi olmanın avantajıyla beraber ön alanda baskı yaparak maça başladı. Genelde topu kanatlara yönlendirmemiz için ortayı kapatmaya gayret gösterdiler, stoperlerimiz topu kanatlara gönderdiği zaman da iki oyuncu ile baskı yapıp, üçüncü oyuncudan da destek olarak, savunmalarını tamamladılar. Top rakip savunmadayken biz baskı yapmaya çalıştığımız zaman genelde tek oyuncuyla bunu denedik ve Beşiktaş'ın hücum sorun yaşamasını sağlayamadık.
Aşağıdaki görselde de görmüş olduğunuz gibi top Tolgay'a geldiği zaman da Beşiktaş'tan üç oyuncu Tolgay'ya yakın durarak pas istasyonlarını kapatmayı hedefliyor. Tolgay'ın Dribbling ile oradan çıkma ihtimali de çok düşük, ilk yarıda bu tarz baskılara karşı bir türlü cevap veremedik.
Bu pozisyonda Tolgay'a yakın olan ve çizgi üstünde bulunan oyuncunun da Soldado olması da ön alan baskıları yüzünden ne kadar zor duruma düşmüş olduğumuzun ve pas istasyonu sayısını arttırmaya çalıştığımızın bir göstergesi.
Dakika 9 (1-0): Sadık'ın Burak'a yaptığı faulden dolayı, Beşiktaş tehlikeli bir noktadan duran top kullanıyor.
Duran top organizasyonunda Skrtel - Burak Yılmaz, Sadık - Atiba ve Hasan Ali - Gökhan Gönül eşleşmesi dikkatimizi en çok çeken eşleşmeler oluyor. Kagawa atışı kullanmadan önce hafif duraklıyor ve aksiyona geçen Beşiktaşlı oyuncular pozisyonlarını değiştiriyorlar. Bu sırada Sadık hem pozisyonunu kaybediyor hem de Atiba'yı kaçırıyor. Kagawa'nın atışından sonra Burak Yılmaz, hem Skrtel hem de Sadık'ın üstünden topu arkaya Vida'ya doğru aşırtıyor. Top Vida'ya geldikten sonra pozisyon kaybı yaşayan Sadık 6 Pas'ın üstünde kalıyor. Bu sırada kaleye en yakın ve boşta kalan oyuncu olan Atiba'nın markajına Hasan Ali geliyor ve Gökhan Gönül demarke konumda kalıyor. Gökhan Gönül'e en yakın oyuncu, Soldado ve Tolgay ise o sırada uyudukları için Gökhan Gönül'ü engellemiyorlar.
Yediğimiz ilk golün çok basit bireysel hatalardan geldiğini de bu şekilde görüyoruz. Ben de dahil çoğu arkadaşımız pozisyon başında faul olduğunu düşünüyor olsak da, iki oyuncuda birbirinin formasını çekiyordu ve önce Burak Yılmaz yere düştüğü için faulü aldı.
Rakibimiz Beşiktaş birinci golü bulduktan sonrada iki kişiyle yaptıkları baskıyı devam ettirdi. Tolgay ve stoperlerimizin oyun kurmasına izin vermediler. Bizim adımıza bu dakikalarda oyun iyice zorlaşmaya başladı. Hem golü yemiştik hem de topu bir türlü hücum oyuncularımızla buluşturamıyorduk.
Dakika 13 (2-0): Beşiktaş, savunmada Isla ve Skrtel'in anlaşmazlıklarından dolayı, korner kazanıyor. Korner'i Kagawa yerden Burak'a gönderiyor. Burak'ta oyunu açmak için, tekrardan Kagawa'yı topla buluşturuyor. Kagawa ortadaki Güven'e pasını veriyor. Güven topu ceza sahasının içine şişiriyor. Mirin kafayla indiriyor. Sadık kafasıyla uzaklaştıramıyor. Dorukhan'dan dönüyor, bu sefer de Hasan Ali kafasıyla uzaklaştırmaya çalışıyor, tekrardan Dorukhan'da kalıyor top ve Dorukhan'dan Gökhan Gönül'e geliyor. Gökhan Gönül topu kontrol etmeye çalışırken, Hasan Ali'de istemsiz bir şekilde Gökhan Gönül'ün bacağına vuruyor ve penaltı oluyor. Penaltı mı değil mi diye tartışabilecek bir şey yok ortada net penaltı ama Milli Takım seviyesindeki bir oyuncunun da böyle penaltı yaptırmaması gerekiyor. Sadık ve Hasan Ali topu uzaklaştırmaya çalıştıkları sırada iki kere Dorukhan'ın bulunduğu bölüme atmaya çalıştılar topu, oysa ki kenarlara doğru atmaya çalışmış olsalardı, pozisyon çok farklı bir yöne doğru evrilebilirdi.
Dakika 21: Beşiktaş maç başından beri yaptığı başarılı ön alan baskılarına bu dakikalarda da devam ediyordu. Top Mehmet Topal'a geldiği bölümlerde Mehmet Topal'ın ayağından topu almak yerine, pas opsiyonlarını kapatmaya çalışıyorlardı. Pas yeteneği çok iyi olmayan Mehmet Topal'ı uzun top atmaya zorluyorlardı. Mehmet Topal'ın attığı uzun toplar ise, boyu Beşiktaş savunmasından kısa olan hücum oyuncularımızla değerlendirilemiyordu. Beşiktaş takım boyunu bu kadar kısaltıp, beklerini de hücuma bu kadar çok çıkartırken, Moses'in kontra fırsatı bulamaması da ayrı bir soru işareti oldu benim için.
Dakika 25-45: 25. Maça yüksek tempo ve eforla başlayan Beşiktaş 25. dakikadan sonra ön alan baskılarını azaltmak zorunda kaldı. Skor 2-0 olmuş olsa bile maçın bitmesine daha yaklaşık 65 dakika vardı. Takımca baskı yapmak yerine Fenerbahçe gibi topa sahip olan oyuncuya baskı yapmayı tercih ettiler. Bu sayede de sahaya çok iyi yayılarak istediğimiz paslaşma fırsatlarını yaratmış olduk. Bunun oluşmasının da en büyük sebebi, Zajc'ın biraz daha geriye gelip, Tolgay ile beraber top dağıtımına yardımcı olması. 35. Dakika'dan sonra iyice geriye çekilmeye başlayan Beşiktaş'a karşı topun ve maçın hakimi olmaya başladık.
Topa sahip olmamız elbette güzel bir durum ama top ile nerede buluştuğumuz da çok önemli bir detay, mesela 39. dakikada Tolgay top ile burada buluşmuştu ve kendi yarı sahamızda pas atacak takım arkadaşını bulamadığı için takıma isyan ediyor. Bu sezon çoğu maçta bu ve buna benzer bir çok pozisyon izlemiştik.
Dakika 44: Maçın başından itibaren Beşiktaş kalesine en organize geldiğimiz atağı gerçekleştirdik. Hücuma Zajc 43.40'da Volkan'a attığı pas ile başlattı. Daha sonra Top Tolgay'a geldi Tolgay'dan sonra Zajc top isteyerek hücumu olgunlaştırmaya çalıştı. Daha sonra Mehmet Topal'ın şişirdiği topu Beşiktaş savunması engelledi ama Zajc pas arasına girerek topun Mehmet Topal'da kalmasını sağladı ve top Hasan Ali'ye geldi, Hasan Ali ortayı açtığı zaman, Soldado topu Dirar'a indirdi ve Dirar'ın vuruşu Beşiktaş savunmasına çarpıp dışarı çıktı. Pozisyon 43.40'da başladı ve 44.35'te tamamlandı. Atak başlangıcında Orta sahanın daha gerisinde bulunan Zajc, atak bittiği sırada ceza sahasında Dirar ile birlikte kaleye en yakın oyuncu konumunda, Zajc'ın hücumda hem toplu hem de topsuz alandaki reaksiyonu gerçekten çok etkileyici.
Dakika 47 (3-0): Kullandığımız kornerin dönüşünde, top Isla'dan Sadık'a gelmişti. Sadık takımın en gerideki oyuncusuyken pas atacak arkadaşını bulmakta zorlanıyor ve topu Isla'ya havadan göndermeye çalışıyor. Isla topu kontrol etmekte zorlanıyor ve topu kaptırıyoruz. Adriano ise topu uzaklaştırmaya çalıştığı sırada Sadık topa müdahale ediyor ama top kısa düştüğü için Kagawa'nın önünde kalıyor. Kagawa çok rahat bir şekilde ara pasını bırakıyor ve Burak'ta rahat bir şekilde farkı 3'e çıkartan golü attı.
Hata 1: Sadık ayağını çok iyi kullanamadığını bildiği halde, topu Tolgay veya Skrtel'e gönderip, boş alana hareketlenerek takımın rahatlamasını sağlayabilirdi. Arka tarafta güvencen yokken Isla'ya bu kadar riskli pas atması büyük bir hataydı.
Hata 2: Adriano'dan gelen topu Mirin'in maç boyu çoğu kez yaptığı gibi direkt uzaklaştırması lazımdı. Topu yere indirmeye çalışması da ekstra hata olarak değerlendirilebilir. Kısacası anlık konsantrasyon kaybından dolayı, maç hiç beklemediğimiz bir tabloya bürünmüş oldu.
Beşiktaş Fenerbahçe İkinci Yarı
İkinci yarıda Valbeuna - Isla, Moses - Ayew değişiklikleri ile oyuna başladık. Rakibimiz Beşiktaş'ın ikinci yarıya da ilk yarıda olduğu gibi baskılı ve ön alanda savunma yaparak başlayacağını düşünüyordum ama Beşiktaş ön alanda baskılı oynamak yerine, savunmaya çekilmeyi tercih etti. Bunun birden fazla sebebi olabilir, arkada açık alan bırakmamak, ilk yarıdaki yüksek tempodan sonra skorun getirdiği rahatlama ve yorgunluk.
Yeni oyun düzenimize baktığımız zaman, Dirar, Isla'nın yerine sağ beke geçmişti, Valbuena'da kağıt üstünde sağ kanata geçmiş gibi gözükse de top sol taraftayken sahanın ortasına kadar gelip, topun çıkartılmasına yardım ediyor ve mevkisinden bağımsız bir oyun sergiliyordu. Ayew ise Moses'in bıraktığı Sol tarafa geçmişti.
Dakika 54 (3-1) Valbuena'nın oyuna girmesinden sonra orta sahada üstünlüğü tamamen eli geçirdik, Beşiktaş yarı sahasına yığıldıktan sonra Hasan Ali'nin yaptığı ortayı, önce Vida ardından da Atiba uzaklaştırmaya çalıştı, uzaklaştırılan topu çok iyi takip eden Mehmet Topal ribaunt'u alıp, topu Valbuena'ya ulaştırdı, top Valbuena'dan Soldado'ya geldi, Soldado arkası dönük bir şekilde gol pozisyonu bulamayacağı için, sağ kanatta hücuma destek sağlayan Dirar'ı gördü, Dirar'ın yerden sert pasını Miha Zajc tamamladı.
Yorum yapmak gerekirse, Mehmet Topal boştaki topu aldığı anda Miha Zajc Vida'nın birebir markajında bulunuyordu. Top Valbuena'ya geldiği anda, savunma arkasına koşu yapan Soldado'ya çok kaliteli bir pas bıraktı. Bu pastan sonra Beşiktaş savunmasının bütün dengesi bozulmuş durumdaydı, Soldado boştaki oyuncu Dirar'ı gördüğü anda Vida, Zajc'tan uzaklaşıp, kaleye daha yakın olan Ayew'in önüne geçmeye çalıştı, Top Dirar'ın ayağından çıktığı anda Zajc çok hızlı bir şekilde içeri girip topu tamamladı.
Zajc hakkında analiz bilgiseli yaptığım zamanda söylemiştim. Zajc'ın hücum sırasındaki topsuz oyunları Fenerbahçe için çok değerli olacaktır. En büyük sorunu takım savunması sırasında takımı bir kişi eksik bırakmasıydı. Bu pozisyonda da Dirar'ın ikramını geri çevirmeyip farkı ikiye indirdi.
İkinci yarının başından 60. dakikaya kadar genel olarak sağ kanadı kullanmaya özen gösterdik, sağ kanatta Dirar ve Valbuena dışında Miha Zajc'te bazen desteğe geldi. Sağ kanatta Mehmet Topal'ın havaya kaldırdığı topu Atiba eliyle engelledi ve serbest vuruş kazandık.
Dakika 61 (3-2): Topun başına Valbuena geçti. Valbuena duran topu kullanmadan önce bir kaç noktaya dikkat etmemiz gerekiyor. Srktel - Mirin ceza sahası içindeki en uzak noktadalar, Mirin 1.87 boyuyla sahadaki en uzun boylu oyuncu ama aksiyon alanında değil. Vida 1.84 Sadık ise 1.80 boyunda, Sadık ceza sahası çizgisinden penaltı noktasına doğru hareketlenmeye başlarken, Ayew istemsizce Vida'nın önüne geçiyor, Vida istediği gibi hızlanamıyor. Sadık ise önünde daha yavaş bir koşu yapan Dorukhan ile beraber kafa topuna çıkıyor, Sadık koşarak geldiği için kendisine boy olarak yakın olan Dorukhan'dan daha fazla yükseliyor ve çok güzel bir kafa vuruşuyla farkı 1'e indiren golü atıyor.
Skor 3-2'ye geldikten sonra hem oyun hem de psikolojik olarak rakibimiz Beşiktaş'tan daha iyi durumdaydık, Beşiktaşlı oyuncular korkup maçı kaybedeceklerini düşünmeye başlamışlardı ve tamamen geri çekilmeye başladılar. Bu sırada biz de geri çekilip Beşiktaş'ı rahatlatmak yerine daha da baskılı oynamaya başladık savunma çizgisini orta sahasının ortasına kadar getirdik.
Dakika 66 (3-3): Beşiktaş kendi yarı sahasının içine iyice gömülmeye başlamıştı, Zajc-Valbuena- Dirar paslaşmalarından sonra Dirar'dan gelen tehlikeli ortayı Gökhan Gönül zorlukla taça gönderdi, Dirar'ın hızlı kullandığı taçtan sonra Valbuena topu bekletmeden Soldado'ya gönderdi, Soldado Mirin'den uzaklaştıktan sonra pas atabilecek arkadaşını aradı. Hasan Ali'yi buldu, sonrasını zaten siz de çok iyi biliyorsunuz.
Skor 3-3 olduktan sonra Beşiktaşlı oyuncular büyük bir şok yaşamış durumdaydılar. Maç oynandığı sırada çoğu taraftar gibi ben de yüklenmemiz gerektiğini söylemiştim ama tempoyu biraz daha düşürmeyi tercih ettik. Tercih ettik diyorum çünkü oyuna ve topa hükmeden ve oyunu istediği yönde değiştirebilen taraf bizdik.
Dakika 79 (Burak Yılmaz Direk): Hasan Ali, Dorukhan'ın kaldırdığı topa yanlış müdahale yaparak taca göndermek zorunda kaldı. Gökhan Gönül tacı hızlı bir şekilde kullanarak Dorukhan'ı topla buluşturdu. Dorukhan topla buluştuktan sonra Quaresma'ya çok şık bir pas bıraktı. Quaresma topu aldıktan sonra Quaresma'nın çevresinde 3 tane Fenerbahçeli oyuncu var. Penaltı noktası üzerinde ise 2 tane oyuncu vardı. Bu durumda Srktel'in Burak'ı, Dirar'ın da arkasındaki Caner'i kontrol altına alması gerekiyordu ama maalesef ne Skrtel ne de Dirar, Burak'ı durdurabildiler. Top ise Burak'ın kafasından direğe çarparak oyun alanına geri döndü.
Dakika 79 (Burak Yılmaz Direk): Hasan Ali, Dorukhan'ın kaldırdığı topa yanlış müdahale yaparak taca göndermek zorunda kaldı. Gökhan Gönül tacı hızlı bir şekilde kullanarak Dorukhan'ı topla buluşturdu. Dorukhan topla buluştuktan sonra Quaresma'ya çok şık bir pas bıraktı. Quaresma topu aldıktan sonra Quaresma'nın çevresinde 3 tane Fenerbahçeli oyuncu var. Penaltı noktası üzerinde ise 2 tane oyuncu vardı. Bu durumda Srktel'in Burak'ı, Dirar'ın da arkasındaki Caner'i kontrol altına alması gerekiyordu ama maalesef ne Skrtel ne de Dirar, Burak'ı durdurabildiler. Top ise Burak'ın kafasından direğe çarparak oyun alanına geri döndü.
Dakika 80 (Maçın kırılma anı): Bana göre maçın kırılma anıydı bu pozisyondu. 3-0'dan 3-3'e getirmiştik maçı ve Beşiktaş tekrardan kendisini göstermeye başlamıştı ve bu pozisyon Burak'ın topu direğe vurduğu pozisyondan 1 dakika sonra gerçekleşmişti. Önce Valbuena ve Soldado'dan Mirin'e baskı geldi. Mirin riske girdi ve Soldado topu çaldı ardından Mehmet Topal'da kaldı top ve daha sonra Soldado'ya bıraktı. Soldado'da çok güzel bir şekilde Zajc'ın önüne bıraktı topu. Zajc'ın önünde üç tane opsiyon vardı. Birincisi penaltı noktasındaki Soldado'ya yerden ve sert bir pas verecekti. İkincisi yakın direğe havadan sert bir şut çekecekti. Üçüncüsü arka direğe vurmaya çalışacaktı. Denemesi güzeldi ama başarılı olamadı.
Dakika 85 (Eljif Direk): Valbuena, Eljif ve Dirar üçlüsünün sağ taraftan çok iyi paslaşmalarından sonra Dirar'dan gelen tehlikeli ortayı, Beşiktaş savunması Korner'e uzaklaştırmak zorunda kaldı.
Korner Organizasyonuna baktığımız zaman, Eljif ceza sahası çizgisine yakın, Sadık ise penaltı noktasında bulunuyor, Eljif'i net olarak markajlayan bir oyuncu yok, o yüzden de Eljif ön direğe doğru hareketlenirken, Sadık'ta arka direğe aşırtma ihtimalinden dolayı arka direğe doğru hareketleniyor. Eljif dar açıdan kaleyi deniyor ve Karius'un şansıyla beraber top direkte patlıyor.
SONUÇ: Sezonun ilk resmi maçı olan Benfica maçından beri ön alan baskılarına karşı büyük sorunlar yaşadığımızı yazıyordum. Bu maçta da bunu çok net bir şekilde görmüş olduk. İlk 25 dakika da Beşiktaş enerjisini sahaya koyarak 2-0 öne geçti, daha sonra oyundan düşmeye başladıkları için, yavaş yavaş topu aldık. İlk yarının sonunda Sadık'ın ciddi hatasından dolayı 3. golü yedik ama ikinci yarıya çok iyi çıktık. Rakibimiz hem kondisyon olarak oyundan düşmüş hem de 3-0'dan maçı kaybetmeyiz havasına girmişti. Zajc ile çok iyi zamanda golü bulduk, 6 dakika sonra Sadık'tan ikinci gol gelince işler hem psikolojik hem de oyun olarak lehimize döndü, Beşiktaş iyice korumak isterken Hasan Ali'den üçüncü gol geldi. İlk yarının kötü olması kadar ikinci yarının iyi olması da şaşırtıcı, hocanın ön alan baskılarına bir çözüm veya bir oyun seti bulması gerekiyor. Bana göre ön alan baskılarından takımı çıkartabilecek orta saha, Jailson - Tolgay - Zajc'tan oluşuyor ama bu üç oyuncu da bazen yetersiz kalacaktır. O zaman da kanatların ve santraforunda desteğe gelmesi gerekiyor. Hiç beklemediğimiz anda hiç beklemediğimiz bir şekilde beraberliği aldık. Bu maçın sonucu ve ikinci yarıdaki oyun önümüzdeki haftalara da yansıyacaktır. #KalplerBeraber