26 Şubat 2019 Salı

Fenerbahçe - Beşiktaş Maç Sonu Bilgiseli

Fenerbahçe - Beşiktaş Maç Sonu Bilgiseli


Arkadaşlar selam, pazartesi akşamı oynadığımız Beşiktaş maçı sonrasında maç hakkında pek fazla yorum yapamadım. Maçı bugün tekrardan izleyip, maç içinde gördüklerimi bu Tweet altında paylaşmak istedim. İsterseniz buradan takip edebilirsiniz, keyifli okumalar.


Maç içi analizlere başlamadan önce 11'lerle başlamak istiyorum, 

Fenerbahçe'nin 11: Volkan, Isla, Skrtel, Sadık, Hasan Ali, Mehmet Topal, Tolgay, Zajc, Moses, Dirar ve Soldado

Fenerbahçemizde Volkan'ın yerine Harun'un ve Mehmet Topal'ın yerine Jailson'un oynamasının daha doğru olacağını kadrolar paylaşıldığı zaman da söylemiştim. Mehmet Topal'ın çok iyi bir kesici (çapa) olmasına rağmen bu tarz maçlarda rakibin ev sahibi avantajıyla beraber ön alan baskılarında topu çıkartırken sorun yaşayacağımızı düşünüyordum.


Beşiktaş'ın 11: Karius, Gökhan Gönül, Vida, Mirin, Adriano, Atiba, Dorukhan, Lens, Kagawa, Güven, Burak Yılmaz. 


Maç öncesi paylaştığım bilgiselde Lens'in yerine Quaresma'yı ve Sol bekte Caner Erkin'in oynayacağını düşünmüş ve o şekilde paylaşmıştım. Son haftalarda bu kadar kötü performans gösterirken, sahada Lens'in olması da bizim için büyük bir şans oldu.


Beşiktaş - Fenerbahçe İlk Yarı 

Beşiktaş ev sahibi olmanın avantajıyla beraber ön alanda baskı yaparak maça başladı. Genelde topu kanatlara yönlendirmemiz için ortayı kapatmaya gayret gösterdiler, stoperlerimiz topu kanatlara gönderdiği zaman da iki oyuncu ile baskı yapıp, üçüncü oyuncudan da destek olarak, savunmalarını tamamladılar. Top rakip savunmadayken biz baskı yapmaya çalıştığımız zaman genelde tek oyuncuyla bunu denedik ve Beşiktaş'ın hücum sorun yaşamasını sağlayamadık. 






Aşağıdaki görselde de görmüş olduğunuz gibi top Tolgay'a geldiği zaman da Beşiktaş'tan üç oyuncu Tolgay'ya yakın durarak pas istasyonlarını kapatmayı hedefliyor. Tolgay'ın Dribbling ile oradan çıkma ihtimali de çok düşük, ilk yarıda bu tarz baskılara karşı bir türlü cevap veremedik. 


Bu pozisyonda Tolgay'a yakın olan ve çizgi üstünde bulunan oyuncunun da Soldado olması da ön alan baskıları yüzünden ne kadar zor duruma düşmüş olduğumuzun ve pas istasyonu sayısını arttırmaya çalıştığımızın bir göstergesi.



Dakika 9 (1-0): Sadık'ın Burak'a yaptığı faulden dolayı, Beşiktaş tehlikeli bir noktadan duran top kullanıyor. 

Duran top organizasyonunda Skrtel - Burak Yılmaz, Sadık - Atiba ve Hasan Ali - Gökhan Gönül eşleşmesi dikkatimizi en çok çeken eşleşmeler oluyor. Kagawa atışı kullanmadan önce hafif duraklıyor ve aksiyona geçen Beşiktaşlı oyuncular pozisyonlarını değiştiriyorlar. Bu sırada Sadık hem pozisyonunu kaybediyor hem de Atiba'yı kaçırıyor. Kagawa'nın atışından sonra Burak Yılmaz, hem Skrtel hem de Sadık'ın üstünden topu arkaya Vida'ya doğru aşırtıyor. Top Vida'ya geldikten sonra pozisyon kaybı yaşayan Sadık 6 Pas'ın üstünde kalıyor. Bu sırada kaleye en yakın ve boşta kalan oyuncu olan Atiba'nın markajına Hasan Ali geliyor ve Gökhan Gönül demarke konumda kalıyor. Gökhan Gönül'e en yakın oyuncu, Soldado ve Tolgay ise o sırada uyudukları için Gökhan Gönül'ü engellemiyorlar. 


Yediğimiz ilk golün çok basit bireysel hatalardan geldiğini de bu şekilde görüyoruz. Ben de dahil çoğu arkadaşımız pozisyon başında faul olduğunu düşünüyor olsak da, iki oyuncuda birbirinin formasını çekiyordu ve önce Burak Yılmaz yere düştüğü için faulü aldı. 














Rakibimiz Beşiktaş birinci golü bulduktan sonrada iki kişiyle yaptıkları baskıyı devam ettirdi. Tolgay ve stoperlerimizin oyun kurmasına izin vermediler. Bizim adımıza bu dakikalarda oyun iyice zorlaşmaya başladı. Hem golü yemiştik hem de topu bir türlü hücum oyuncularımızla buluşturamıyorduk.












Dakika 13 (2-0): Beşiktaş, savunmada Isla ve Skrtel'in anlaşmazlıklarından dolayı, korner kazanıyor. Korner'i Kagawa yerden Burak'a gönderiyor. Burak'ta oyunu açmak için, tekrardan Kagawa'yı topla buluşturuyor. Kagawa ortadaki Güven'e pasını veriyor. Güven topu ceza sahasının içine şişiriyor. Mirin kafayla indiriyor. Sadık kafasıyla uzaklaştıramıyor. Dorukhan'dan dönüyor, bu sefer de Hasan Ali kafasıyla uzaklaştırmaya çalışıyor, tekrardan Dorukhan'da kalıyor top ve Dorukhan'dan Gökhan Gönül'e geliyor. Gökhan Gönül topu kontrol etmeye çalışırken, Hasan Ali'de istemsiz bir şekilde Gökhan Gönül'ün bacağına vuruyor ve penaltı oluyor. Penaltı mı değil mi diye tartışabilecek bir şey yok ortada net penaltı ama Milli Takım seviyesindeki bir oyuncunun da böyle penaltı yaptırmaması gerekiyor. Sadık ve Hasan Ali topu uzaklaştırmaya çalıştıkları sırada iki kere Dorukhan'ın bulunduğu bölüme atmaya çalıştılar topu, oysa ki kenarlara doğru atmaya çalışmış olsalardı, pozisyon çok farklı bir yöne doğru evrilebilirdi.









Dakika 21: Beşiktaş maç başından beri yaptığı başarılı ön alan baskılarına bu dakikalarda da devam ediyordu. Top Mehmet Topal'a geldiği bölümlerde Mehmet Topal'ın ayağından topu almak yerine, pas opsiyonlarını kapatmaya çalışıyorlardı. Pas yeteneği çok iyi olmayan Mehmet Topal'ı uzun top atmaya zorluyorlardı. Mehmet Topal'ın attığı uzun toplar ise, boyu Beşiktaş savunmasından kısa olan hücum oyuncularımızla değerlendirilemiyordu. Beşiktaş takım boyunu bu kadar kısaltıp, beklerini de hücuma bu kadar çok çıkartırken, Moses'in kontra fırsatı bulamaması da ayrı bir soru işareti oldu benim için.





Dakika 25-45: 25. Maça yüksek tempo ve eforla başlayan Beşiktaş 25. dakikadan sonra ön alan baskılarını azaltmak zorunda kaldı. Skor 2-0 olmuş olsa bile maçın bitmesine daha yaklaşık 65 dakika vardı. Takımca baskı yapmak yerine Fenerbahçe gibi topa sahip olan oyuncuya baskı yapmayı tercih ettiler. Bu sayede de sahaya çok iyi yayılarak istediğimiz paslaşma fırsatlarını yaratmış olduk. Bunun oluşmasının da en büyük sebebi, Zajc'ın biraz daha geriye gelip, Tolgay ile beraber top dağıtımına yardımcı olması. 35. Dakika'dan sonra iyice geriye çekilmeye başlayan Beşiktaş'a karşı topun ve maçın hakimi olmaya başladık. 





Topa sahip olmamız elbette güzel bir durum ama top ile nerede buluştuğumuz da çok önemli bir detay, mesela 39. dakikada Tolgay top ile burada buluşmuştu ve kendi yarı sahamızda pas atacak takım arkadaşını bulamadığı için takıma isyan ediyor. Bu sezon çoğu maçta bu ve buna benzer bir çok pozisyon izlemiştik.



Dakika 44: Maçın başından itibaren Beşiktaş kalesine en organize geldiğimiz atağı gerçekleştirdik. Hücuma Zajc 43.40'da Volkan'a attığı pas ile başlattı. Daha sonra Top Tolgay'a geldi Tolgay'dan sonra Zajc top isteyerek hücumu olgunlaştırmaya çalıştı. Daha sonra Mehmet Topal'ın şişirdiği topu Beşiktaş savunması engelledi ama Zajc pas arasına girerek topun Mehmet Topal'da kalmasını sağladı ve top Hasan Ali'ye geldi, Hasan Ali ortayı açtığı zaman, Soldado topu Dirar'a indirdi ve Dirar'ın vuruşu Beşiktaş savunmasına çarpıp dışarı çıktı. Pozisyon 43.40'da başladı ve 44.35'te tamamlandı. Atak başlangıcında Orta sahanın daha gerisinde bulunan Zajc, atak bittiği sırada ceza sahasında Dirar ile birlikte kaleye en yakın oyuncu konumunda, Zajc'ın hücumda hem toplu hem de topsuz alandaki reaksiyonu gerçekten çok etkileyici.





Dakika 47 (3-0): Kullandığımız kornerin dönüşünde, top Isla'dan Sadık'a gelmişti. Sadık takımın en gerideki oyuncusuyken pas atacak arkadaşını bulmakta zorlanıyor ve topu Isla'ya havadan göndermeye çalışıyor. Isla topu kontrol etmekte zorlanıyor ve topu kaptırıyoruz. Adriano ise topu uzaklaştırmaya çalıştığı sırada Sadık topa müdahale ediyor ama top kısa düştüğü için Kagawa'nın önünde kalıyor. Kagawa çok rahat bir şekilde ara pasını bırakıyor ve Burak'ta rahat bir şekilde farkı 3'e çıkartan golü attı.


Hata 1: Sadık ayağını çok iyi kullanamadığını bildiği halde, topu Tolgay veya Skrtel'e gönderip, boş alana hareketlenerek takımın rahatlamasını sağlayabilirdi. Arka tarafta güvencen yokken Isla'ya bu kadar riskli pas atması büyük bir hataydı.


Hata 2: Adriano'dan gelen topu Mirin'in maç boyu çoğu kez yaptığı gibi direkt uzaklaştırması lazımdı. Topu yere indirmeye çalışması da ekstra hata olarak değerlendirilebilir. Kısacası anlık konsantrasyon kaybından dolayı, maç hiç beklemediğimiz bir tabloya bürünmüş oldu.








Beşiktaş Fenerbahçe İkinci Yarı

İkinci yarıda Valbeuna - Isla, Moses - Ayew değişiklikleri ile oyuna başladık. Rakibimiz Beşiktaş'ın ikinci yarıya da ilk yarıda olduğu gibi baskılı ve ön alanda savunma yaparak başlayacağını düşünüyordum ama Beşiktaş ön alanda baskılı oynamak yerine, savunmaya çekilmeyi tercih etti. Bunun birden fazla sebebi olabilir, arkada açık alan bırakmamak, ilk yarıdaki yüksek tempodan sonra skorun getirdiği rahatlama ve yorgunluk.


Yeni oyun düzenimize baktığımız zaman, Dirar, Isla'nın yerine sağ beke geçmişti, Valbuena'da kağıt üstünde sağ kanata geçmiş gibi gözükse de top sol taraftayken sahanın ortasına kadar gelip, topun çıkartılmasına yardım ediyor ve mevkisinden bağımsız bir oyun sergiliyordu. Ayew ise Moses'in bıraktığı Sol tarafa geçmişti. 

Dakika 54 (3-1) Valbuena'nın oyuna girmesinden sonra orta sahada üstünlüğü tamamen eli geçirdik, Beşiktaş yarı sahasına yığıldıktan sonra Hasan Ali'nin yaptığı ortayı, önce Vida ardından da Atiba uzaklaştırmaya çalıştı, uzaklaştırılan topu çok iyi takip eden Mehmet Topal ribaunt'u alıp, topu Valbuena'ya ulaştırdı, top Valbuena'dan Soldado'ya geldi, Soldado arkası dönük bir şekilde gol pozisyonu bulamayacağı için, sağ kanatta hücuma destek sağlayan Dirar'ı gördü, Dirar'ın yerden sert pasını Miha Zajc tamamladı.

Yorum yapmak gerekirse, Mehmet Topal boştaki topu aldığı anda Miha Zajc Vida'nın birebir markajında bulunuyordu. Top Valbuena'ya geldiği anda, savunma arkasına koşu yapan Soldado'ya çok kaliteli bir pas bıraktı. Bu pastan sonra Beşiktaş savunmasının bütün dengesi bozulmuş durumdaydı, Soldado boştaki oyuncu Dirar'ı gördüğü anda Vida, Zajc'tan uzaklaşıp, kaleye daha yakın olan Ayew'in önüne geçmeye çalıştı, Top Dirar'ın ayağından çıktığı anda Zajc çok hızlı bir şekilde içeri girip topu tamamladı.



Zajc hakkında analiz bilgiseli yaptığım zamanda söylemiştim. Zajc'ın hücum sırasındaki topsuz oyunları Fenerbahçe için çok değerli olacaktır. En büyük sorunu takım savunması sırasında takımı bir kişi eksik bırakmasıydı. Bu pozisyonda da Dirar'ın ikramını geri çevirmeyip farkı ikiye indirdi.


 


İkinci yarının başından 60. dakikaya kadar genel olarak sağ kanadı kullanmaya özen gösterdik, sağ kanatta Dirar ve Valbuena dışında Miha Zajc'te bazen desteğe geldi. Sağ kanatta Mehmet Topal'ın havaya kaldırdığı topu Atiba eliyle engelledi ve serbest vuruş kazandık. 

Dakika 61 (3-2): Topun başına Valbuena geçti. Valbuena duran topu kullanmadan önce bir kaç noktaya dikkat etmemiz gerekiyor. Srktel - Mirin ceza sahası içindeki en uzak noktadalar, Mirin 1.87 boyuyla sahadaki en uzun boylu oyuncu ama aksiyon alanında değil. Vida 1.84 Sadık ise 1.80 boyunda, Sadık ceza sahası çizgisinden penaltı noktasına doğru hareketlenmeye başlarken, Ayew istemsizce Vida'nın önüne geçiyor, Vida istediği gibi hızlanamıyor. Sadık ise önünde daha yavaş bir koşu yapan Dorukhan ile beraber kafa topuna çıkıyor, Sadık koşarak geldiği için kendisine boy olarak yakın olan Dorukhan'dan daha fazla yükseliyor ve çok güzel bir kafa vuruşuyla farkı 1'e indiren golü atıyor. 



 





















Skor 3-2'ye geldikten sonra hem oyun hem de psikolojik olarak rakibimiz Beşiktaş'tan daha iyi durumdaydık, Beşiktaşlı oyuncular korkup maçı kaybedeceklerini düşünmeye başlamışlardı ve tamamen geri çekilmeye başladılar. Bu sırada biz de geri çekilip Beşiktaş'ı rahatlatmak yerine daha da baskılı oynamaya başladık savunma çizgisini orta sahasının ortasına kadar getirdik.



Dakika 66 (3-3): Beşiktaş kendi yarı sahasının içine iyice gömülmeye başlamıştı, Zajc-Valbuena- Dirar paslaşmalarından sonra Dirar'dan gelen tehlikeli ortayı Gökhan Gönül zorlukla taça gönderdi, Dirar'ın hızlı kullandığı taçtan sonra Valbuena topu bekletmeden Soldado'ya gönderdi, Soldado Mirin'den uzaklaştıktan sonra pas atabilecek arkadaşını aradı. Hasan Ali'yi buldu, sonrasını zaten siz de çok iyi biliyorsunuz. 

 

























Skor 3-3 olduktan sonra Beşiktaşlı oyuncular büyük bir şok yaşamış durumdaydılar. Maç oynandığı sırada çoğu taraftar gibi ben de yüklenmemiz gerektiğini söylemiştim  ama tempoyu biraz daha düşürmeyi tercih ettik. Tercih ettik diyorum çünkü oyuna ve topa hükmeden ve oyunu istediği yönde değiştirebilen taraf bizdik.




Dakika 79 (Burak Yılmaz Direk): Hasan Ali, Dorukhan'ın kaldırdığı topa yanlış müdahale yaparak taca göndermek zorunda kaldı. Gökhan Gönül tacı hızlı bir şekilde kullanarak Dorukhan'ı topla buluşturdu. Dorukhan topla buluştuktan sonra Quaresma'ya çok şık bir pas bıraktı. Quaresma topu aldıktan sonra Quaresma'nın çevresinde 3 tane Fenerbahçeli oyuncu var. Penaltı noktası üzerinde ise 2 tane oyuncu vardı. Bu durumda Srktel'in Burak'ı, Dirar'ın da arkasındaki Caner'i kontrol altına alması gerekiyordu ama maalesef ne Skrtel ne de Dirar, Burak'ı durdurabildiler. Top ise Burak'ın kafasından direğe çarparak oyun alanına geri döndü.





Dakika 80  (Maçın kırılma anı): Bana göre maçın kırılma anıydı bu pozisyondu. 3-0'dan 3-3'e getirmiştik maçı ve Beşiktaş tekrardan kendisini göstermeye başlamıştı ve bu pozisyon Burak'ın topu direğe vurduğu pozisyondan 1 dakika sonra gerçekleşmişti. Önce Valbuena ve Soldado'dan Mirin'e baskı geldi. Mirin riske girdi ve Soldado topu çaldı ardından Mehmet Topal'da kaldı top ve daha sonra Soldado'ya bıraktı. Soldado'da çok güzel bir şekilde Zajc'ın önüne bıraktı topu. Zajc'ın önünde üç tane opsiyon vardı. Birincisi penaltı noktasındaki Soldado'ya yerden ve sert bir pas verecekti. İkincisi yakın direğe havadan sert bir şut çekecekti. Üçüncüsü arka direğe vurmaya çalışacaktı. Denemesi güzeldi ama başarılı olamadı.




  





Dakika 85 (Eljif Direk): Valbuena, Eljif ve Dirar üçlüsünün sağ taraftan çok iyi paslaşmalarından sonra Dirar'dan gelen tehlikeli ortayı, Beşiktaş savunması Korner'e uzaklaştırmak zorunda kaldı.

Korner Organizasyonuna baktığımız zaman, Eljif ceza sahası çizgisine yakın, Sadık ise penaltı noktasında bulunuyor, Eljif'i net olarak markajlayan bir oyuncu yok, o yüzden de Eljif ön direğe doğru hareketlenirken, Sadık'ta arka direğe aşırtma ihtimalinden dolayı arka direğe doğru hareketleniyor. Eljif dar açıdan kaleyi deniyor ve Karius'un şansıyla beraber top direkte patlıyor.





SONUÇ: Sezonun ilk resmi maçı olan Benfica maçından beri ön alan baskılarına karşı büyük sorunlar yaşadığımızı yazıyordum. Bu maçta da bunu çok net bir şekilde görmüş olduk. İlk 25 dakika da Beşiktaş enerjisini sahaya koyarak 2-0 öne geçti, daha sonra oyundan düşmeye başladıkları için, yavaş yavaş topu aldık. İlk yarının sonunda Sadık'ın ciddi hatasından dolayı 3. golü yedik ama ikinci yarıya çok iyi çıktık. Rakibimiz hem kondisyon olarak oyundan düşmüş hem de 3-0'dan maçı kaybetmeyiz havasına girmişti. Zajc ile çok iyi zamanda golü bulduk, 6 dakika sonra Sadık'tan ikinci gol gelince işler hem psikolojik hem de oyun olarak lehimize döndü, Beşiktaş iyice korumak isterken Hasan Ali'den üçüncü gol geldi. İlk yarının kötü olması kadar ikinci yarının iyi olması da şaşırtıcı, hocanın ön alan baskılarına bir çözüm veya bir oyun seti bulması gerekiyor. Bana göre ön alan baskılarından takımı çıkartabilecek orta saha, Jailson - Tolgay - Zajc'tan oluşuyor ama bu üç oyuncu da bazen yetersiz kalacaktır. O zaman da kanatların ve santraforunda desteğe gelmesi gerekiyor. Hiç beklemediğimiz anda hiç beklemediğimiz bir şekilde beraberliği aldık. Bu maçın sonucu ve ikinci yarıdaki oyun önümüzdeki haftalara da yansıyacaktır. #KalplerBeraber

24 Şubat 2019 Pazar

Rakibimiz Beşiktaş

Rakibimiz Beşiktaş



Merhaba Arkadaşlar, Spor Toto Süper Lig'in 23. Haftasında rakibimiz Beşiktaş hakkında analiz bilgeli hazırladım. İsterseniz buradan takip edebilirsiniz. Keyifli okumalar.



GENEL İSTATİSTİKLER





















Genel ve basitleştirilmiş istatistiklere baktığımız zaman Beşiktaş'ın Fenerbahçemize göre daha iyi durumda olduğunu görebiliyoruz. Puan tablosunda, attıkları gol sayısında, topa sahip olma ve maç başına çekilen şut ortalamasında bizden daha iyi durumdalar. Maç başına yapılan başarılı müdahaleler de iki takımın ortalaması da eşit (16.8). Fenerbahçemiz ise Maç başına hava topu kazanma ve maç başına başarılı dribbling ortalamasında Beşiktaş'tan daha iyi durumda gözüküyor.

Hem kadro kalitesi hem de Şenol Güneş'in oyun felsefesini düşündüğümüz Beşiktaş'ın hücum gücünün bu kadar yüksek olması da pek anlaşılamayacak bir durum değil. Genel istatistikler hakkında ekstra bir bilgi vermek gerekirse, Ligdeki 22 maçta ortalama 14.9 şut çekmelerine rağmen ev sahibi oldukları maçlarda 17.6'lık çok yüksek bir rakama ulaşıyorlar ve iç sahada bu kadar fazla şut çekmelerine rağmen ceza sahası dışından çektikleri şutların ortalaması da 5.7 bu rakam gerçekten çok etkileyici.


Ekstra bilgi: Ligde Galatasaray'dan sonra en fazla gol atan takım konumundalar. (42) 



DEVRE ARASI TRANSFERLERİ


GELENLER: Burak Yılmaz, İsimat - Mirin, Muhayer Oktay, Shinji Kagawa, 


GİDENLER: Tolgay Arslan, Ryan Babel, Fatih Aksoy, Vagner Love, Pepe



Beşiktaş, bu sezon devre arası transfer döneminde ligdeki bir çok takım gibi çok hareketliydi ve dört oyuncuyu kadroya katıp, dört oyuncu ile de yollarını ayırdılar. Burak Yılmaz, Mirin ve Kagawa gibi kariyerli oyuncular ile birlikte Muhayer gibi geleceği parlak olan genç bir oyuncu aldılar. Pepe, Vagner Love, Ryan Babel ve Tolgay gibi takımın geçmiş dönemlerdeki başarılarında büyük pay sahibi olmuş oyuncularıyla da yollarını ayırdılar. Vagner Love yerine Burak Yılmaz geldiği için çok büyük bir kayıp olarak görünmese de Pepe'nin ve aklını oyuna vermiş bir Ryan Babel'nin takımdan ayrılmış olması Beşiktaş'ın büyük oranda kan kaybı yaşadığını gözler önüne seriyor. 



SAKAT VE CEZALI OYUNCULAR


Rakibimiz Beşiktaş'ın sakat ve cezalı oyuncularına baktığımız zaman, on sekiz kişilik kadroda olması beklenen oyunculardan herhangi birinin sakat olduğunu görmüyoruz. Cezalı oyunculara baktığımız zaman ise geçtiğimiz hafta oynadıkları Yeni Malatyaspor maçında gol sevincinde aşırıya kaçan hareketler yapan Adem Ljajic'in sarı kart cezası bulunuyor. Tolga Zengin ve Gökhan Töre ise lig kadrosuna kayıt edilmedikleri için, bu sezonun geri kalanında forma şansı bulamayacaklar.

Beşiktaş'ta eksik oyunculara baktığımız zaman, doğal olarak en büyük eksik Adem Ljajic olarak gözüküyor. Beşiktaş'ın sezonun ikinci yarısında bu kadar iyi olmasının da en büyük sebebi Adem Ljajic'in durdurulamayan performansı, sezonun ikinci yarısında çıktığı 5 maçta 2 Gol 4 Asistlik bir performans sergiledi. Oyun kurabilmesi, kanatlara yönlendirilen toplardan sonra ceza sahasına girip pozisyon araması, Duran topları çok etkili bir şekilde kullanabiliyor olması, bizim için çok büyük bir tehdit oluşturabilirdi. Ljajic'in bu maçta oynamayacak olması bizim açımızdan çok büyük bir şans.







Fenerbahçemizin sakat ve cezalı oyuncularına baktığımız zaman, Erten Ersu, Tolga Ciğerci, Mehmet Ekici ve Oğuz Kağan Günçtekin'in sakatlıklarının devam ettiğini ve derbide forma giyemeyeceklerini görüyoruz. Sakatlığından dolayı Zenit maçının kadrosuna alınmayan Mathieu Valbuena'nın durumunun ise maç saatinde belli olacağını belirtmem gerekiyor. Beşiktaş maçında cezalı durumda olan hiç bir oyuncumuz yok lakin ceza sınırında olan 7 tane oyuncumuz var. Bu isimler, Martin Skrtel, Roberto Soldado, Andre Ayew, İsmail Köybaşı, Islam Slimani, Sadık Çiftpınar ve Eljif Elmas.





DİZİLİŞ



Rakibimiz Beşiktaş lig maçlarında genelde 4-2-3-1 oyun düzeniyle sahada oluyor. Şenol Güneş'in yıllardır kullandığı ve Beşiktaş'a geldiği günden bu yana da düzenli bir şekilde oynatmak istediği dizilim de 4-2-3-1. Bu sezon bazı maçlarda Vagner Love - Mustafa Pektemek ikilisini yan yana oynatıp 4-4-2 deneseler de istedikleri verimi alamadıkları için yine 4-2-3-1 düzenine geri dönüş yaptılar. 



Pazartesi akşamı oynayacağımız maçta rakibimizin bu 11 ile sahada olmasını bekliyorum. Şenol Güneş'in, geçtiğimiz hafta Yeni Malatyaspor maçında oldukça kötü performans sergileyen Jermain Lens'in yerine Quaresma'yı tercih edeceğini düşünüyorum. Dirar - Isla ikilisinin de son haftalardaki yüksek performansından dolayı, Quaresma'yı sol tarafa gönderip, takım savunmasını güçsüzleştireceklerini de düşünmüyorum. Bu maç eğer Kadıköy'de oynansaydı belki Caner Erkin'i ön tarafa gönderip, arkaya Adriano'yu çekebilirdi ama maçın İnönü'de oynanmasından dolayı bu kadar büyük tedbirler almayacaklardır.


Bazı spor sayfalarında Kagawa'nın ilk 11 başlamayacağı yazılıyor olsa da, Tolgay'ın takımdan ayrılması ve Oğuzhan'ın ilk 11'den uzaklaşmasından sonra, savunmadan top çıkartırken ciddi sorunlarla karşılaştıkları için, Kagawa'nın 11 başlayıp savunmaya çekildiğimiz bölümlerde kendi yarı sahasına kadar gelip topun çıkartılmasına yardım edeceğini düşünüyorum. 



OYUN TARZLARI


İnönü'de oynadıkları maçlarda taraftar desteğini de arkasına alan Beşiktaş, genelde topa sahip olan ve ön alanda baskı kurmayı hedefleyip, Atiba ve yanındaki partneri (Dorukhan, Oğuzhan, Medel, Necip) ile beraber ribauntları alıp oyunu yeniden kuran ve rakibini ortadan delemediği zaman kanat oyunlarına önem veren bir oyun tarzına sahipler.



Eğer ki top Karius'un ayağındaysa, ön alan baskısı yapılmadığı sürece, topu yerden başlatmayı tercih ediyorlar. Topu Vida - İsimat  Mirin ikilisinden bir tanesine verdikten sonra, Atiba'nın yönlendirmesiyle beraber setlere başlıyorlar. Genel olarak savunmadan topu çıkartırken üç tane yönteme başvuruyorlar var.


1- Atiba'nın yönlendirmeleri sonucu Vida - Dorukhan - Mirin paslaşmalarından sonra, kanat oyuncularını veya Ljajic'i bularak topu savunmadan çıkartma.

2- Topu stoperlerden Gökhan Gönül veya Caner Erkin'e gönderip, onların taç çizgisine paralel attıkları uzun toplar ile kanat oyuncularını top ile buluşturarak savunmadan çıkma.


3- Tamamen kendi yarı sahasına çekilmiş olan ve açık vermemeye çalışan takımlara karşı ise, Ljajic (Oyun kurucu) gibi isimlerin savunmaya kadar gelip, topu çıkartmaya yardım etmesi.


Eğer ki rakipleri ön alan baskısı yapıyorsa, Stoperler ve Karius'un ayakları çok iyi olmadığı için, risk almak yerine topu şişirmeyi tercih ediyorlar. Genelde topları Burak Yılmaz'a doğru gönderiyorlar. Hava toplarında Burak ile beraber topa çıkacak oyuncumuzun böyle pozisyonlara çok fazla dikkat etmesi gerekiyor. Çünkü böyle pozisyonlarda arkada çok büyük açıklar veriyoruz. Bunu değerlendirmek isteyeceklerdir.



* Rakibimiz kendi yarı sahasından çıkarken %39 Sol  %25 Orta %36 Sağ tarafı tercih ediyor. Ligde Başakşehir'den sonra Sol kanattan hücum çıkışları konusunda ikinci sırada yer alıyorlar. Bunun da birinci sebebi, Vida, Mirin, Dorukhan ve Atiba'nın oyun kurulumunda Ljajic, Oğuzhan veya Kagawa kadar iyi olmamaları ve sol tarafta Caner veya Adriano'nun gereğinden fazla hücumu düşünebiliyor olmaları.


* Şut bölgelerine bakmamız gerekirse, şutlarının %19'unu Sol %66'sını Orta %15'ini sağ kanattan çekiyorlar. Kanatları bu kadar yoğun kullanmalarına rağmen, göbekten şut çekmelerindeki en büyük sebepte Gökhan Gönül, Caner Erkin, Adriano gibi hücumu çok seven kanat beklerine sahip olmaları ve Lens ile Quaresma'nın sağ kanatta oynayıp, şut çekmek yerine daha çok santraforu beslemeye çalışmasından kaynaklanıyor.


* Kanat beklerinden bahsetmişken, hücuma çıktıkları zaman genelde çizgiye kadar inmek yerine, ceza sahasının çapraz köşelerinden orta açmayı tercih ediyorlar. Beklerimizin ezbere hareket etmemesi gerekiyor. Harun ve Volkan'ın yan toplardaki zafiyetlerini düşündüğümüz zaman, beklerimizin ceza sahasına uzak bölgelerden olası sürpriz ortalara karşı hazırlıklı olması gerekiyor.



* Rakibimiz oyunun tıkandığı bölümlerde, uzaktan şut çekmek yerine topu kanatlara doğru yönlendirip, savunma yapan rakibi genişletmeye çalışıyor. O yüzden, Kagawa, Dorukhan ve ters kanatta oynaması durumunda Quaresma dışında ceza sahası dışından tehlike yaratabilecek isim yok. Maç başı ortalama 14.9 şutun 9.1'i ceza sahası içinden gelirken, 4.6'lık kısmı ceza sahası dışından geliyor.



* Rakip analizini çok iyi yapıyorlar. Yeni Malatyaspor maçında ön alan baskılarını çok yerinde ve doğru zaman da yaptılar. Genelde ön alan baskısı yapmaya başladıkları zaman, hücum hattındaki 3 veya 4 oyuncu ile birlikte yapıyorlar. Ekstra olarak orta sahada bulunan iki oyuncu (Atiba - Dorukhan) desteğe geliyorlar. Eğer ki topu kanatlara yönlendirmeyi başarabilirlerse, 3-3-4 gibi boş alanları kapatmaya yönelik bir sisteme dönüyorlar. Topu kazandıktan sonra da çok hızlı bir şekilde hücuma dönmeye çalışıyorlar. Ön alan baskılarındaki en büyük problemleri, stoper tandemlerinin pek hızlı olmaması o yüzden de savunma arkasına oyuncu kaçma ihtimalinden dolayı, takım boyunu olması gerektiğinden daha uzun tutmak zorunda kalıyorlar.


Aşağıdaki görselde hücum oyuncularının yaptığı baskıdan dolayı, Yeni Malatyaspor'un topa sahip olan oyuncusunun durumunu görüyorsunuz. Orta saha ve savunma oyuncularının da doğru pozisyon almasından dolayı, pas atabileceği çok fazla oyuncu kalmıyor. Sonuç olarak Yeni Malatyasporlu oyuncu topu kaptırıyor ve Yeni Malatyaspor kalesinde tehlikeli olabilecek bir pozisyon başlıyor.







DURAN TOP ORGANİZASYONLARI


Rakibimiz Beşiktaş ligde duran toplardan en fazla gol bulan takım konumunda toplamda attıkları 42 Golün 11'ini Duran Top Organizasyonlarından buluyorlar. Yani her dört golden bir tanesi duran toptan geliyor. O yüzden de Duran Toplar ile alakalı bir başlık daha eklemek istedim.

DURAN TOP SAVUNMASI 1







Duran Top savunmalarında rakip tek oyuncu ile atışı kullanıyorsa, genelde ceza sahası içinde 10 oyuncu ile savunuyorlar. 1 oyuncu ön direkte, 1 oyuncu 6 pas içinde (Alan Savunması), 1 oyuncu penaltı noktası içinde (Alan Savunması), 6 Oyuncu ise adam adama savunma yapmayı tercih ediyor. Eğer ki rakip 6 kişiden daha az geldiyse, bu sefer 2 oyuncu penaltı noktası üstünde alan savunması yapmaya çalışıyor. İleri uçta ise genelde hızlı oyuncuları bekliyor. (Lens, Quaresma)


 DURAN TOP SAVUNMASI 2 


Eğer ki Duran Top savunmasında rakip iki oyuncu ile atışı kullanıyorsa, genelde atışı kullanan oyuncuyu marke etmek için bir oyuncu, korner kullanımında desteğe gelen oyuncu için de ikinci oyuncu markaja geliyor. 1 oyuncu 6 pas içinde (Alan savunması) bir oyuncu ceza sahası dışına doğru seken topları karşılamak için bekliyor. Geri kalan oyuncular ise adam adama markaj yapmaya devam ediyorlar. İleri uçta ise genelde hızlı oyuncuları bekliyor. (Lens, Quaresma)


 

DURAN TOP HÜCUMU 1 

Hücum organizasyonlarına bakmamız gerekirse, genelde korneri tek oyuncu ile kullanıyorlar. Bir oyuncu ön direk koşusu yapıyor (Gökhan Gönül). Ceza sahası içinde kalan 4 oyuncudan 1 tanesi kaleciyi markajlamaya çalışıyor diğer 3 oyuncu ise birbirine yakın kalıp topun gideceği noktaya pozisyon alıyorlar. Ceza sahasının çevresinde genelde 3 oyuncu bırakıyorlar. Eğer top savunmadan döner ve uzaklaşırsa bu 3 oyuncudan bir tanesi ribauntu alıp, topu kanada göndermeye çalışıp bir orta daha deniyorlar.






DURAN TOP HÜCUMU 2


Aşağıdaki görsellerle de Beşiktaş'ın Yeni Malatyaspor'a karşı oynadıkları maçta Atiba'nın attığı golü anlatmak istiyorum. Korneri Caner kullanıyor. Gökhan Gönül Fenerbahçe döneminde olduğu gibi ön direk koşusu yapıyor. Topu arka direğe doğru aşırtıyor. Altı pasta Atiba topu tamamlıyor. Ceza Sahası içinde Gökhan Gönül dışında 5 tane daha Beşiktaşlı oyuncu var. Ceza sahası dışında ise Ribauntları toplamak için bekleyen 2 oyuncuya sahipler. Yeni Malatyaspor ise 10 oyuncu ile ceza sahasının içinde bekliyor. 

Bu ve buna benzer bir çok duran top ve korner organizasyonlarına sahipler. Bize karşı oynayacakları maçta da bu tip organizasyonları çok fazla deneyecekler. Gökhan Gönül'ü tutacak oyuncunun ve kalecimizin konsantrasyonu çok önemli, bu tip organizasyonlara çok fazla çalışmamız gerekiyor.





DİKKAT ÇEKEN OYUNCULAR


Burak Yılmaz: Devre arasında 1,35 Milyon €'ya Trabzonspor'dan Beşiktaş'a transfer olan tecrübeli santrafor Beşiktaş'ın gol yollarındaki en büyük umudu, Beşiktaş'ta forma giydiği 4 Maçta 2 Gol 0 Asistlik performans ile oynadı. Oyun tarzına bakmamız gerekirse, oyunun sıkıştığı ve top ile bulaşamadığı anlarda orta sahaya veya kanatlara kadar gelip oyunu açmaya yardım ediyor. Top ile buluştuktan sonra boş alana gönderip, ceza sahasına sprintler atıyor ve tehlike yaratmaya çalışıyor. Durağan ve düşük tempolu oyunlarda savunma arkasına koşular yapmayı çok seviyor ve bu koşularla pozisyon bulabiliyor. Yeni Malatyaspor gibi çok iyi kapanabilen bir rakibe karşı bile savunma arkasına kaçarak iki tane net pozisyon buldu. Yaşından dolayı hız konusunda problem yaşayan Srktel'in dikkatli olması ve Sadık'ın her zaman uyanık olması gerekiyor.






Atiba Hutchinson: Şenol Güneş'ten sonra takımın saha içindeki teknik direktörü, top savunma oyuncularındayken, topu nereye gönderecekleriyle alakalı sürekli direktifler veriyor. Oyunun açılmasında ve takımın baskıdan çıkmasına çok yardımcı olan bir isim, ilerleyen yaşına rağmen hala fiziği yerinde ve 90 dakikayı çıkartma konusunda pek zorlanmıyor. Medel kadar mükemmel bir kesici değil ama pozisyon almayı çok doğru bir şekilde bildiği için alanı kapatmayı ve takım savunmasını rahatlatmayı çok iyi biliyor. Takımda Medel'den sonra en çok pas atan isim, maç başına ortalama 52 pas yapıyor ve bu pasların sadece 4.4'ü uzun top, attığı paslarla risk almak yerine genelde yana veya geriye atmayı tercih ediyor ama oyun kurulumunda arkadaşlarına verdiği direktifler ile oyun kurulumuna çok yardımcı oluyor. 


 


Demogaj Vida: Pepe'nin devre arasında takımdan ayrılmasından sonra savunmanın liderliği de Pepe'den Vida'ya geçmiş oldu. Sezon başından beri gösterdiği iyi performansı ligin ikinci yarısında da devam ettiriyor. Hava toplarında çok etkili bir isim, bu sezon ortalama 5.2 hava topundan 3.3'lük bir başarı ile ayrıldı. Maç başına pas arasına girme ortalaması 2, bu konuda Beşiktaş'ın en iyi oyuncusu Dorukhan Tokgöz (2.2), üstüne gelen topları, pas veya dribbling ile çıkartmak yerine gelişi güzel uzaklaştırmayı tercih ediyor, o yüzden de takımda topu en çok şişiren isim (4.1) oyuncunun iyi yönlerinden bahsetmişken, zayıf yönlerinden de bahsetmek gerekiyor. Bazı maçlarda aşırıya kaçabilecek şekilde yatarak hamleler yapabiliyor. Moses veya Dirar ile üstüne gitmeye çalışabiliriz, çok hızlı bir savunmacı değil o yüzden de takım boyunu olması gerekenden daha uzun yapmak zorunda kalıyorlar. Savunma arkasına atılacak topların çoğunda büyük sorun yaşayacaktır.






ZAYIF YÖNLERİ


*Mirin, Pepe'ye göre daha hızlı bir oyuncu olsa da Mirin - Vida ikilisi tandem olarak biraz yavaş kalıyorlar. Savunma arkasına atılan toplarda çok büyük sorunlar yaşıyorlar.


* Mirin - Vida ikilisi uyum problemini hala atlamamış gibi gözüküyor. Yeni Malatyaspor, Bursaspor ve Antalyaspor maçında da uyum sorunu yaşadıklarını ve kademe hataları yaptıklarını çok net bir şekilde gördük.


* Quaresma, Burak Yılmaz ve Caner Erkin gibi sert ve kırmızı karta çok yakın agresif oyuncuları var. Bu oyuncuların üstüne gitmemiz gerekiyor.


* Duran top hücumlarında etkili oldukları kadar duran top savunmalarında çok fazla sorun yaşıyorlar. Bu sezon yedikleri 27 Golün 8 tanesi duran toptan geldi. 


* Babel gittikten sonra Sol Açık pozisyonuna net bir isim koyamadılar. Son zamanlarda Sol Açıkta Güven oynuyor ama Babel'in geçen sezon ki performansını vermesi beklenmiyor. Lens veya Quaresma'yı Sol tarafa koydukları zaman Sağ taraftaki performansının çok altına düşüyorlar.


* Kanat bekleri, hücuma çıkmayı çok seviyor o yüzden de arkalarında çok ciddi açıklar bırakıyorlar. Bunları değerlendirip, rakibin kart görmesini sağlayıp, hamlelerde zorluklar çıkartmalıyız.


* Stoperlerin ve ön liberoların oyun kurma ve pas becerileri ciddi anlamda iyi değil o yüzden ön alan baskıları yapmamız lazım ama baskılar sırasında dikkatli olmalıyız, çünkü topu beklere yönlendirip, beklerden taç çizgisine paralel gönderilecek uzun paslar ile çok tehlikeli kontra ataklara çıkabilirler.


* Burak Yılmaz dışında santrafor mevkisinde pek fazla fayda sağlayabilecek alternatif yok, Mustafa Pektemek ve Cyle Larin'in yedekten oyuna girme ihtimali var. 


* Nabil Dirar geri döndükten sonra, oynadığımız çoğu maçta sağ kanattan çok etkili olduk ve gollerimizin büyük bölümünde sağ kanattan ataklara başladık ve olgunlaştırdık. Beşiktaş'ın sol tarafına baktığımız zaman, defansif olarak en büyük zayıf halkalarından Caner Erkin'i görüyoruz. Bu konuda Caner'i çok zorlayabiliriz. Şenol Güneş bu durumu düşünerek, Adriano ve Caner Erkin'i aynı anda oynatabilir.


NASIL OYNAMAMIZ GEREKİYOR?


Bence Pazartesi akşamı oynayacağımız derbi maçında bu 11 ile sahada olmamız gerekiyor. Büyük ihtimalle Ersun Yanal, Zajc'ı 11'e almayıp Mehmet Topal ile başlayacaktır ama Mehmet Topal'ın Zenit maçındaki performansından sonra yıpranmış olduğunu düşünüyorum. Kagawa'nın oynayacağını düşünecek olursak, Beşiktaş orta sahasının da Fenerbahçe orta sahası kadar sert olmayacağını ve Zajc'ın istediği pozisyonları çok rahat bir şekilde bulabileceğini düşünüyorum. Her ne kadar formsuz ve agresif bir oyuncu olsa da santraforlarımız arasındaki en iyi isim şüphesiz Soldado'nun da sahada olması gerekiyor.








* Nasıl oynamamız gerekiyor, bölümüne son haftalarda hep aynı madde ile başlıyorum ama her şeyden önemlisi KONSANTRASYON. Zenit maçında da gördüğümüz gibi biraz konsantrasyon kaybından dolayı yediğimiz ilk iki golde ciddi savunma hataları ve yediğimiz üçüncü golde ise ciddi bir bireysel hata yaptık. Beşiktaş derbisinde de bu konuya dikkat etmemiz gerekiyor. Bu seviyede yapılacak bireysel hatalar maalesef affedilmiyor.


* Daha öncede üst bölümlerde bahsettiğim gibi Beşiktaş'ın stoper ve ön liberolarının oyun kurma ve pas becerileri çok iyi değil, o yüzden ön alan baskılarına önem vermemiz gerekiyor. Baskı yaptığımız zaman topu çalmamız önemli değil, uzaklaştırmaları da bizim için yeterli olacaktır. Önemli olan Beşiktaş'ın olabildiğince az bir şekilde top ile yerden oynayabilmesi.



* Duran Toplara ekstra olarak çalışmamız gerekiyor. Rakibimizin birden fazla uygulayabileceği hücum setleri var. Bu hücum setlerine göre doğru savunma planları yapmamız gerekiyor.


* Tolgay ve Soldado için zor bir maç olacak. Soldado'nun disiplinsiz tavırları ve karta yakın olmasından dolayı, Tolgay'ın da eski takımına karşı oynayacak olmasından dolayı ikisi içinde zor bir maç olacak. Oyuncuları hem maçtan önce hem de maç içinde sık sık uyarmak gerekiyor.



* Eğer ki Mehmet Topal oynamayacaksa, Jailson'un son haftalarda yaptığı hücum çıkışlarını yapmaması gerekiyor. Hücum çıkışları sonrası Jailson'un arkasını Tolgay'ın toplaması oldukça zor bir durum.


* Maç boyunca ev sahibi olmasının avantajıyla topa daha çok sahip olan taraf Beşiktaş olacak, o yüzden kontra ataklara önem vermemiz gerekiyor. Moses'i verimli kullanmak için bazı pozisyonlarda direkt olarak santrafor gibi ileri gönderebiliriz.


* Hücum çıkışlarını genelde sağ taraftan yaptığımız için Beşiktaş'ın kendi sol tarafına tedbir almasını bekliyorum eğer ki tedbir almazlar ve sağ kanatta istediğimiz oyunu oynayabiliyorsak, Hasan Ali Kaldırım'ın hücumlarda bile Quaresma'ya yakın olup kendisinden nefret ettirip oyundan attırması gerekiyor. Hasan Ali yaptığı o yapışkan savunmalardan dolayı bunu daha önce çok kez başarmış bir isim.


* Son olarak kanat hücumları için, sadece kanat oyuncuları ve santraforun ceza sahasının içinde olması yeterli değil. O yüzden de orta sahadaki ofansif oyuncunun da hücuma katılıp destek vermesi gerekiyor.




SONUÇ

Şuana kadar işler beklentilerimizin çok ötesinde gelişiyor. Ligde inanılmaz kötü durumdayız, Türkiye Kupasında Ümraniyespor'a gol atamadan elendik ve UEFA'dan da çok erken bir şekilde elenip, lige odaklanma fırsatı yakaladık. Önümüzde 12 hafta kaldı artık ve kafamda ciddi soru işaretleri var. Yine de ne kadar kötü durumda olsak bile derbi maçlarının her zaman favorisi biz oluyoruz. Derbi maçlarının atmosferi her zaman diğer maçlardan çok daha farklı oluyor ve biraz da şansı yanında olan takımın kazanma ihtimali artıyor. Ben her zaman olduğu gibi teknik direktörümüze ve oyuncularımıza güveniyorum. Umarım maçtan galibiyet ile ayrılırız. #KALPLERBERABER