17 Temmuz 2018 Salı

Phillip Cocu


Hoşgeldin Phillip Cocu


Öncelikle yeni teknik direktörümüz Phillip Cocu tekrardan hayırlı olsun. Bu flood’u daha önce paylaşmak istiyordum ama yine de resmi açıklamanın yapılmasını bekledim. Çünkü resmi açıklama gelmeden yorum yapmak doğmamış çocuğa don biçmek gibi oluyor.



Kariyer Geçmişi

Çoğunuz okumuştur ama yine de öncelikle kişisel bilgileri, futbol kariyeri ve teknik direktörlük hakkında bilgiler vermek istiyorum. Yeni Teknik Direktörümüz 29 Ekim 1970 (47) Eindhoven doğumlu. Futbolculuk kariyerine 1988 Yılında Az Alkmaar’da başlayan Efsane ön libero, daha sonra sırasıyla vitesse (5 yıl) psv (3 yıl), Barcelona (6 yıl), Psv (3 yıl), Al-Jazire (1 yıl) de forma giyerek 2008 yılında aktif futbol hayatını noktaladı.






2008 yılında futbolu bıraktıktan sonra hiç vakit kaybeden antrenörlük kurslarına başlayıp, 2012 yılına kadar hem PSV U19 takımda hem de Hollanda Milli Takımında Antrenörlük yaptı. 2011/2012 yılında geçici olarak PSV A takımının başına geçti ve 12 maça çıktı. 12 maçta 9 galibiyet 1 beraberlik 2 yenilgi alarak sezonu tamamladı ve eski görevi olan PSV U19 takımına geri döndü. Hollanda futbolu için gerçekten umut vaad eden yüksek potansiyelli hocalar arasında gösterildi. 2013-2014 Sezonunda yakından tanıdığımız Dick Advocaat’ın PSV’den ayrılmasından sonra göreve geldi.


Göreve ilk geldiğinde 41 maç takımın başında görev alan Cocu 21 Galibiyet 7 Beraberlik 13 Yenilgi aldı ve daha Omurga Tümörü problemiyle ara vermek zorunda kaldı. Yaklaşık üç ay boyunca takımdan ayrı kaldıktan sonra tekrardan teknik direktörlük koltuğuna oturdu. Cocu 2014-2015 2015-2016 Yıllarında şampiyon oldu. 2016-2017 Sezonunda Feyenoord’un 5 puan gerisinde kalıp ligi üçüncü tamamladı. Geçtiğimiz sezon 88 Gol atıp 32 gol yiyerek 84 Puanla şampiyon olmayı başardı


Kupa Koleksiyonuna baktığımız zaman: 3 Hollanda Ligi 2 Hollanda Süper Kupası 1 tanede Hollanda Kupasına sahiptir. Tabi ki bütün kupalar değerlidir. Ama 11/12 Yılında geçici antrenör olarak geldiği sezon Kupayı kazanması ve 12 maçta 9 galibiyet alması gereçekten etkileyici.Bu arada hocamız hollanda'da 14/15 - 17/18 yıllarında Yılın Teknik Direktörü ödülünü kazanmıştır.




Futbol Anlayışı

Bu kadar Kişisel bilgi ve kariyer geçmişinden sonra herkesin en çok beklediği konuya gelmek istiyorum Futbol anlayışı, genelde tek ön liberolu sistemle 4-3-3 oynatan ve topa sahip olmaya odaklı bir futbol anlayışı var. Günümüz de çoğu büyük takımın oynamaya çalıştığı ve şuanda dünya kupasındada çoğu takımda gördüğümüz tempo nispeten düşük, topa sahip olup, rakip yarı sahaya yığılarak oynama şekli olarak da düşünebiliriz.Tabi ki bu durum biz Fenerbahçelilere etkileyecek çünkü Ersun yanal futboluna biraz benzese bile Daum veya Zico dönemindeki o eski özlediğimiz futbol olmayacak şöyle bir durum da var ki günümüz de böyle futbol anlayışı da çok kalmadı. 


Neyse konudan da pek fazla uzaklaşmadan yeni hocamızın taktik anlayışı hakkında yazmaya devam edeyim. Hoca eğer ki sistemini değiştirmezse PSV oynattığı futbolu Fenerbahçe’de oynatmak isterse, hangi oyunculardan mevki mevki neler yapmasını isteyeceği hakkında da bilgi vereyim.

  • Bekler: PSV’de başarılı olmasında ki en büyük etkenlerden birisi beklerdi. Beklerin tek bir görevi yok takımda iki yönlü olmak zorundalar. Savunma sırasında bekleri ceza sahasının içine doğru çekip 4'lü savunma bloğu oluşturuluyor daha sonra ön liberoyla beraber takım tamamen savunmaya yerleşiyor ve daha sonra da hücuma çıkarken tekrardan Bekler ileri çıkıyor. İleri çıkarken tamamen kanatlara açılarak çıkıyorlar ve oyun genişliğini arttırıyorlar oyunun genişliğinin artmasıyla daha rahat bir şekilde paslaşma ve topa sahip olma sağlanıyor. Oyunun yönünü değiştirme konusunda daha rahat bir şekilde hareket edebiliyorlar ve takım hücum yaparken de beklerden bindirme bekliyor hoca.


  • Stoperler: Uzun boylu fizikli stoperler yeterli oluyor. Teknik veya Pasör stoperden ziyade, Top kapma markaj yetenekleri güçlü olan eski tarz stoperler gerçekten de iş görür nitelikte oluyor.

  • Ön libero (6 Numara): Phillip Cocu için değişilmez ve asla taviz verilmeyecek bölgedir. Geçmişten beri Türkiye’de gördüğümüz kasap 6 numaralardan ziyade teknik 6 numaralarla oynamaktadır. Oyun kurucu görevini öndeki oyuncular yerine 6 numaraya teslim etmiştir ve bu sayede oyuna başlarken de takımın ve stoperlerin rahatlamasını sağlayıp önde baskı yenmesi durumunda ilerde oluşacak boşluklara adrese teslim paslar atabilmeyi hedeflemektedir. Bu pozisyon için, Nuri Şahin, Carles Alena (Barcelona) , Dzenis Burnic (Dortmund) Mehmet Ekici, biçilmiş kaftan olabilir.

  • Ortasaha ikilisi: 8 numara olarak tabir ettiğimiz Futbolun iki yönünü de oynayabilecek oyunculara ihtiyaç duymaktadır. Genellikle yerleşik savunmaya geçtiğimiz zaman press yapan topu aldığı zaman da tek pasla çıkabilecek ya da dribbling yapabilecek oyunculara ihtiyaç duyuyor. Sezon başı kamplarda Ortasaha transferleri tamamlanmazsa, Alper'i Eskişehirspor zamanındaki gibi tekrardan ortasaha da görebiliriz. 

  • Kanatlar için ve Forvet için söyleyebileceğim tek şey var takımın gol yükünü çeken oyuncular (Böyle yazınca biraz Ömer Üründül gibi oldum) oluyorlar. Aslında dizilişte ve set savunmalarında kanat şeklinde gözüken ama hücum ve gol pozisyonlarında iki tane daha forvetle oynuyormuş gibi bir durum olacak bizim için SOW, EMENİKE, KUYT üçlüsü tarzında bir takıma döneceğiz tekrardan. Atııf, dirar, alper gibi kanata yakın olup gol yerine forvete gol attırmayı düşünen oyunculardan ziyade hücumda gol atmaya çalışan kanatlara ihtiyacımız olacak.


Tabiki de benim bu yazdıklarım hoca PSV'de yaptıklarını Fenerbahçe'de yapmak isterse ya da yapabilirse ortalama olarak oluşabilecek şeylerdir. %100 gerçekleşecek diye bir durum yok. Ben sizin kafanızdaki soru işaretleri en net şekilde almaya çalışıyorum. 

  • Genel Anlamda takım oyun tarzıysa, Topa sahip olma tempoyu zaman zaman yükseltecek zaman zaman düşürecek oyuna tamamen hakim olmak isteyecek, Yani rakip sahaya gömülmüş topu rakibe vermek istemeyen bir Fenerbahçe yaratmak isteyecek. 

  • Savunmaya baktığımız zaman genelde top rakip yarı alanındaysa veya yeni kaybedildiyse gegenpressing (ŞOK BASKI) yapmaya çalışıyor. Yani topu kaybettiğimiz anda bir anda 2-3 oyuncu topa baskı yapıp topu çalmaya çalışacak eğer topu kazanırsa kontra atakla sonuca gidecek yada rakip bu baskıdan çıkarsa yarı saha geçildikten sonra ise alan tamamen alan savunmasına dönülecek ve baskı yerine alan kapatmaya başlayacak. Alan savunmasına dönüldükten sonra da eğer baskı devam ederse ön libero stoperlere yaklaşacak. Bekler de stoperlerin yanına gelip 4 lü blok oluşturacaklar. Topu geri kazandıktan sonra hızlı şekilde kontra atak yapmaya çalışacağız eğer ki olmazsa tekrardan tempoyu düşüreceğiz. Tabi tempoyu düşürmek veya yükseltmek maç içindeki atmosfere, taraftar tepkisine, dakikaya, skora yani anlık faktörlere de bakmaktadır. Ama bu şekilde oynamak için gerçekten yüksek kondisyon seviyesine sahip bir kadro kurmamız lazım ve takımımızı böyle bir sisteme adapte etmemiz için gençleşmemiz lazım çünkü PSV’de geçtiğimiz sezon 30 yaşında futbolcu yoktu ama Fenerbahçe 8 oyuncu 30 yaşın üstünde buluyor. 

Oyuncularla Arası

Artılarına yönlerine bakmaya devam edersek bence en önemli konulardan birisi yıldız ve yıldız adayı oyuncuları kontrol etmesi, kendisinin de çok yüksek seviyeler de oynaması Barcelona'da kaptanlık yapmasından dolayı o oyuncuların nasıl davrandığı biliyor ve sebebini anlıyor. Tabii ki de bu durum sorun yaşamayacağı anlamına gelmiyor böyle bir durum her zaman oyuncu hoca arasında yaşanabiliyor. Ama hiç değilse Aykut Kocaman gibi mimli bir hoca değil.


Performansını arttığı oyunculara'da bakarsak Jetro Williems, Georginio Wijnaldum, Memphis Depay, Jeffrey Bruma örnek olarak gösterilebilir.


Olumsuz Durumlar

  • Peki, şimdiye kadar anlattığım her şey çok güzel de yok mu olumsuz durumlar. Tabii ki var hoca takıma çok geç geldi, başkanlık seçimlerinin geç tarihte olması yönetimin yavaş hareket etmesi hocanın vaktini azalttı. Hoca hiç görmediği bir kültüre gelecek ve alışma süreci olacak. 

  • En büyük olumsuzluklar bir tanesi de kendi sistemini oturtmaya çalışması olacak çünkü PSV’de 2009 yılından beri çalıştığı için ortada bir sistem vardı ve alt yapıdan yetişen oyuncular bu sisteme hakimdi 2014 yılına geldiği zaman çalışma ortamı daha rahattı. Üstünde 6 yıl şampiyon olamamanın baskısı vardı elbette ama Hollanda'da olan baskı Türkiye'nin %25'i etmez. Oyuncularını çok rahat bir şekilde eğitti taktiğe alıştırdı.

  • Türk oyuncularla arasında antreman kondisyon ve oyun tarzı konusunda problemler yaşanabilir. Çünkü hepimizin bildiği gibi Türk oyuncular genelde çalışmayı sevmiyor ve bu büyük bir problem oluşturacaktır. Bu konuda nasıl çözümler bulacağını gerçekten merak ediyorum.

  • Diğer büyük problem başarı ve güzel futbol bekleyen taraftar, ben dahil çoğu Fenerbahçe taraftarı başarı ve güzel futbola hasret kaldık bu durumun gerçekten farkında olmalı taraftar açısından kredisinin pek yüksek olmadığını bilmeli.


  • Yıllardır şampiyonlar ligine hasrediz ve yakında kamplar başlayacak hocanın takımı tanıması, kültürü görmesi, oyuncuların analizi nasıl davranması gerektiği konularda tecrübeleri olmayacak bu yüzden de kuralar çok zor geçecek inşallah Kura şansımız olur.


Sonuç

Sonuça gelecek olursak: Hollanda ligi gibi futbolu kazanmak için değil izleyenlerin keyif alması için oynanan bir ligden daha rekabetçi bir lige gelecek, çok farklı bir ülkeye gelecek, taraftar baskısını, kötü zeminleri görecek, alt yapısı işlemeyen, harabe ve yaşlı bir kadroya sahip olacak, tabi ki başkanımız Sayın Ali Koç bu konu da bir çözüm bulacak yeni genç transferler gerçekleşecektir ama yine de bütün kadro değiştirilemeyecek ve özellikle Türk oyuncuların çoğu kadroda kalacaktır. Hocamızın bu tür durumlara alışması gerekecek ve ilk sezon gerçekten de zor olacak ama eğer ki ilk sene başarılı olursa ondan sonra da önünde çok daha rahat geçireceği yıllar olacak. Bence şans da biraz yanımız da olursa önümüzde güzel bir üç yıl olacak.



Biraz sabırlı olabilirsek bu sene olmasa bile gelecek sene başarılı olma ihtimalimiz çok yüksek. Tekrardan hayırlı olsun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder